30 AĞUSTOS’TA ÇİFTE BAYRAM YAPARDIK EMEKLE-ZAFERİMİZİ BİRLİKTE KUTLARDIK

30 AĞUSTOS’TA ÇİFTE BAYRAM YAPARDIK EMEKLE-ZAFERİMİZİ BİRLİKTE KUTLARDIK

Neyin çifte bayramı mı?
Bir zamanlar 30 Ağustos Zafer Bayramıyla, Fındık Bayramını aynı gün birlikte kutlardık da onlardan söz etmek istiyorum…

Nerede mi kutlanırdı?
Hemen söyleyelim;
Sadece Giresun’da kutlanırdı….

Çünkü bir zamanlar fındığın anayurdu Giresun’du…
Hatta daha düne kadar, yakın zamana kadar ‘Fındığın Başkenti’ diyenler bile olurdu!
Ve bu tanımlamayı çok-çok eski zamanlar üzerinden düşünürsek gerçekten de doğruydu…

Fındığın anayurdu ve başkenti olduğu içindir ki;
1923 yılına kadar Trabzon’un bir ilçesi olan Giresun kasabasında tam 5 tane yabancı ‘Ticari Konsolosluk’ vardı…

Demem o ki;
50-60 yıl öncesine kadar Giresun fındığın ticaret merkeziydi…
Yani daha düne kadar, Giresun ilinin dışında fındık yetiştiren iller bile fındıkta Giresun’un üstünlüğünü kabul ederdi…

Neyse…
Bu kadar ön bilgiyi yeterli sayıp, tekrar konu başlığımızın ortak noktasına geri dönecek olursak…

Bundan 60 yıl öncesine kadar Giresun il merkezinde iki bayram bir arada yapılırdı…
Birisi; 30 Ağustos Zafer Bayramı…
Bir diğeri ise; 30 Ağustos Fındık Bayramı…

30 Ağustos Zafer Bayramı (resmi olarak) 1926 yılından bu yana kutlanıyor…
Sözünü ettiğimiz ‘Fındık Bayramı’ ise 1930 yılından 1960 yılına kadar kutlanıyor.

Yani ’30 Ağustos Zafer Bayramı’ ile ‘Fındık Bayramı’ 1930-1960 yılı arasında tam 30 yıl birlikte kutlanıyor…

Şimdi burada izniniz olursa bir parantez bilgi notu daha vermek isterim; (Eşref türküsünün öznesi olan fındık tüccarı Eşref, bir fındık bayramında vurulup öldürülür. Yine ünlü şairlerimizden Can Akengin’de, 1942 yılında -eceliyle- bir fındık bayramı günü bu dünyaya veda eder. Yani şimdi kendimizi parantez dışına atıp sohbetimize devam edecek olursak)

Giresun için 30 Ağustos tarihinin üç önemli tarihi paydaşı vardır;
Birisi; 30 Ağustos Zafer Bayramı…
İkincisi; 30 Ağustos Fındık Bayramı
Üçüncüsü; 30 Ağustos Şair Can Akengin’in ölümü. (ancak şairin cenazesi 31 Ağustosta yapılmış ve o gün toprağa verilmiştir)

Şimdi konuyu ‘Fındık Bayramı’ ile özetleyip bitirecek olursak…
1930 yılında 1960 yılına kadar, 30 yıl Fındık Bayramı yapılmış.
Ve her 30 Ağustos tarihinde de iki ‘bayram’ bir arada kutlanmış.

Fındık Bayramına kadar hazırlık süreci ise şu şekilde oluyor;
Önce fındıklar toplanıyor…
Sepet sepet taşınarak harmanlara yığılıyor.
Tırmıklanarak çotanaklarından tanelerin ayrılmasına çalışılıyor.
Ayrılan ayrılıyor…
Ayrılmayanlar; ya -kol gücüyle çalışan- Fındık makinelerinde çeç edilmeye çalışılıyor…
Ya da elle ayıklanıyor…
Sonra da ‘çeç olan’ fındık harmanlara tente üzerine seriliyor…
Kurutuluyor…
Hemde öylesine iyi kurutulması gerekiyor ki; öğütülse un olur anlamına gelen “Değirmenlik Fındık” denilecek ölçüde kurutulup çuvallandıktan sonra pazara götürüp satılıyor…

Ve bu kez fındık tüccarları giriyor devreye…
Hangi tüccar elini çabuk tutmuş ve 30 Ağustos Fındık Bayramına kadar fındığı çuvallayıp ve gemilere yükleyip ihraç edilecek hale getirmişse o fındık tüccarına ödül veriliyor.

Sembolik olarak bir fındık çuvalının üzerine törenle yaldızlı şerit ve kurdelalar takılıyor.
Yani fındık çuvalı iyice süsleniyor.
Sembol fındık çuvalının ağzı eritilmiş kurşunla mühürleniyor.
Ve bu işlemler bittikten sonra da, ilin mülki erkanı ve belediye başkanları ve diğer ileri gelen zevatların katılımıyla ve törenlerle gemilere yükleniyor…
Ve fındık çuvalları gemilere yüklenirken de davul-zurna eşliğinde horon tepilip eğleniliyor…

Ha, burada en önemli şeyi unuttum…
O da şu; bundan 80-90 yıl önce yapılan ‘Fındık Bayramlarına’ katkı sağlayanlardan biriside Amatör futbol kulüpleridir..
Ve hemen hemen her yıl komşumuz Ordu ilinin amatör futbol kulüpleri hazırladıkları ‘sanat ve kültür etkinlikleriyle’ bu törene katkı sağladıklarını da söylemeliyim…

Birbiriyle benzeş kültüre sahip iki ilin kendi aralarında şakalaştığı ve Orduluların Giresunlulara ‘Sırgancılar’ ve Giresunluların da Ordululara ‘Kabakçılar’ diye şakalaşma öyküsünün kaynağı da, geçmişte karşılıklı olarak birbirlerine götürdükleri amatör sanat etkinlikler ve amatör futbol karşılaşmaları öncesi birbirlerine yaptıkları mahalli kültür şakalarından ileri gelmektedir.
(Bu konuda da sizlerle bir sohbet yazısı paylaşacağım)

Bu da demek oluyor ki (Giresun özeline kapsayan) sizlerle 30 Ağustos tarihinde yaşanan üç sohbet yazısı daha paylaşacağım.

Birisi: 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili..
İkincisi; Şair Can Akengin’in ölüm öyküsüyle ilgili.
Bir üçüncüsü de; geçmişte Ordu ve Giresun arası yapılan etkinliklerle dostluk köprülerinin kurulma öyküsü üzerine olacak.

Ve bu sohbetlerde tekrar görüşmek üzere…
Şimdilik hoşça kalın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?